1 Haziran 2012 Cuma

Ben dün sağır olmak istedim.

Dün evde televizyon açık. 32. Gün var. Konu izlemeye bile tahammül edemediğim kürtaj meselesi. Öyle böyle değil anlatmam. Sokağa çıkıp bağırarak koşmak isterim bazen. Öyle öfkelendiğim konulardan biri. Dayanamıyorum ama nedense kanalı da değiştiremiyorum.
Ekranı bölmüşler dörde, Birand, konuklar, bir Türk geleneği ile birbirlerini bastıra bastıra konuşmaya çalışıyorlar. Bir adam var (ismini öğrendim sonradan, blog'umda yerin olsun istemiyorum) aynen şöyle diyor:
"Tecavüz durumunda biyolojik babanın elbette suçu vardır. Ama bunun cezasını o masum bebeğe kesmemeliyiz. Anne doğurur, çocuğa devlet bakar. Ha annenin psikolojik sorunları olabilir. Ona da devlet yardımcı olur."

Şimdi ben böyle çalışma masamın başında bilgisayardan kafamı kaldırmış televizyon ekranına bakıyorum. Gerçekten ama gerçekten o adamın kafa yapısını (beyninin içine girip oradan analiz etmek isteyecek kadar) anlamaya çalışıyorum birkaç saniye için. Bu cümleyi kurduran sebepleri düşünmeye çalışıyorum. Fakat beynim almıyor, olmuyor, pencereyi açıp avaz avaz bağırmak istiyorum, bunları duymayayım diye sağır olmak istiyorum.
Bu yetkili şahsın cümleleriyle gizliden bile değil, açıkça işaret ettiği 'aile' kurumuna bakar mısınız? Biyolojik BABA, masum ÇOCUK, psikolojik sorunları olabilecek ANNE. İşte mutlu bir 'tecavüz ailesi'. Kadının uğradığı saldırıyı yok farz et, çocuğu da günah olur diye yaşat, baba da şartlar el verdiğinde bir sonraki tecavüz ailesini kursun.
Öfkemi yenemiyorum. Diyorum ki: "Sizin kızınıza, eşinize, dostunuza olsa yine diyecek misiniz, 'Doğur canım benim, devlet bakacak...'"
Ha pardon siz öyle bir durumda bir acele o kirli kadının icabına bakıverirsiniz.